Akılcı Antibiyotik Kullanımı ile iligili hastanemizde stant kurarak hastalarımızı bu konuda bilgilendirdik...
Akılcı Antibiyotik Kullanımı
Enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı
açısından önemli ve uygun antimikrobik tedaviyle başarının sağlandığı
bir alandır. Bununla birlikte gerek toplumda gerekse hastanede kazanılan
enfeksiyon hastalıkları akılcı olmayan antimikrobiyal tedavilerin
kullanılması sonucu tedavi edilememekte ve belki de hasta
kaybedilmektedir. Uygun antimikrobiyal tedavi; sağ kalım, komplikasyon
ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması
açısından önemlidir.
Hekimlerin elektronik ortamda reçeteleme
davranışlarının analiz edilmesine imkan sağlayan “Reçete Bilgi Sitemi
(RBS)”nden yararlanılarak, birinci basamakta 2011 yılında düzenlenmiş
reçeteler değerlendirildiğinde; toplam 439.539.673 kutu ilacın reçete
edildiği ve bunun %12,71 oranıyla 55.878.010 kutusun antibiyotiklerden
oluştuğu tespit edilmiştir. Düzenlenmiş reçetelerin maliyet analizleri
yapıldığında ise genel maliyetin % 14,14’ünü antibiyotikler
oluşturmaktadır. Bu durum ülkemizdeki ilaç tüketiminde önemli bir yeri
olan antibiyotiklerin akılcı kullanımının önemini göstermektedir.
İdeal antibiyotik kullanımı için; doğru
tanı sonrası doğru antibiyotik; en uygun yoldan, etkin dozda, optimum
aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Doğru antibiyotik kullanımı
için, mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun
varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli değerlendirme
yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, seçilen
antibiyotiğin yanlış olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı
olması, doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında antibiyotikler
uygun kullanılmamış olur. Etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine
maliyeti daha yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli
olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, kültür
sonucuna uygun olmayan antibiyotik kullanımı da antibiyotiğin uygunsuz
kullanımına örneklerdir.
Birinci basamak tedavi hizmetlerinde tüm
antibiyotik reçetelerinin çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonları için
düzenlendiğini gösterilmiştir. Birçok solunum yolu enfeksiyonu vakasında
antibiyotiklerin gerekli olmadığına ve hastanın bağışıklık sisteminin
basit enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte olduğuna ilişkin
kanıtlar mevcuttur. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olan
antibiyotikler; yaygın olarak yanlış kullanımın gözlendiği soğuk
algınlığı veya grip gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar için
çözüm değildirler ve virüsün diğer insanlara bulaşmasını önlemezler.
Antibiyotik kullanımı gerektirmeyen durumlarda, enfeksiyon taşıyan
hastalardan diğer kişilere bulaşmasını önlemek amacıyla enfeksiyon
kontrol tedbirlerinin alınması yeterlidir.
Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya
doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere
karşı direnç göstermesine neden olabilir. Antimikrobiyal direnç, bu
mikroorganizmanın neden olduğu enfeksiyonu tedavi etmek veya önlemek
amacıyla antimikrobiyal ajanın etkisinin azalmasına veya yok olmasına
neden olur. Bakteriler için antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi
bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon
yapabilmesidir. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç
duyulduğunda işe yaramazlar. Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan
biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye
yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır.
Antibiyotik direnci tüm dünyada önemli
bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Antibiyotik-dirençli bakterilerin
yol açtığı enfeksiyonlar, hastalığın ve ölüm oranlarının artması ve
hastanede geçirilen sürenin uzaması ile sonuçlanmakta ayrıca tedavi
maliyetlerinde de artışa neden olmaktadır. Antibiyotik kullanımı,
insanlardaki normal bakteriyel floranın değişmesine bu da çoğu kez
antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına ve ishal gibi yan
etkilerin görülmesine neden olabilmektedir.
Unutmayalım ki antibiyotikler; ateş
düşürmez, ağrı dindirmez, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez.
Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen antibiyotik,
esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların
tedavisinde de etkisiz hale gelir. Hekim reçete etmedikçe antibiyotik
kullanılmamalıdır. Hastaların, daha önceki bir hastalığında kullandığı
antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan
kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması
gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum
yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığını
unutulmamalıdır. Hekim önerisi sonrası reçete ile alınan antibiyotiğe,
enfeksiyonu en etkili biçimde tedavi etmek ve direncin ortaya çıkma
riskini azaltmak için antibiyotikler doğru dozda, doğru şekilde ve
reçeteye uygun zaman aralıklarında alınarak uygun biçimde
kullanılmalıdır. Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin
belirttiği süreden önce sonlandırmamalıdır. Aksi taktirde faydadan çok
zarar getirecektir. Artmış veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine
her zaman tıbbi reçeteli antibiyotikler kullanılmalıdır.
Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en
önemli silahımız olan antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için
antibiyotikleri doğru kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı
artırmamız gerekmektedir.